31.3.10

sadece 1 gün???!!!!


İnternetimiz dünden beri kesikti, şimdi düzeldi. Sadece 1 gün internet olmamasına rağmen sizleri ve blogumu çok özledim..
Bu arada İzmir Bloggers buluştular, çok heyecanlı :)

 yazan: ''krocan vintage peony''

29.3.10

denizde dalga, yazın battaniye ~~



Bu yaz havasında battaniye de nerden çıktı vintage?
Başladığım işleri yarım bırakma hususu master'ı yaptım ben... Çöl havasını bilmezsiniz, gündüz kavuran gece donduran cinsten. 1. ve 2. fotoğraftaki modeller çok hoşuma gitti, 3. eh işte.. Başlasam mı diyorum.. Seneye kışa bilemedin öbür kışa anca biter zaten. Tığ işi bu modelin adı su dalgasıymış. Önce gidip yün alayım sonra da modelin tarifini araştırıp yapmaya başlayayım.
**
Güneşli havalara dalıp da sahte gülüşlere aldanmayın..
Hele en iyi dost, arkadaş, sevdiğim insan bla bla.. pps maillerine bakmadan geçin derim..
**
Ya da böyle şeylere takılmayıp Fool's Garden - Lemon Tree şarkısını dinleyin!!

♥♥♥Happy monday babies ♥♥♥

28.3.10

Pin-up Lovers here!!!!





O ye!
Ben bu pin-up bikinilere bayıldım! Biraz sevimli, biraz da sexy(!) geldi gözüme.
Olağanüstü katalog fotoğraflarıysa beni benden aldı..
missfancypants

27.3.10

mutlaka, lütfen.




 Hava güzel keyifler gıcır.. Ben bu postu yazarken belki de o butik benim, o cafe senin geziyorsunuzdur. Gezin, eğlenin mis gibi ohh.. Ama bu akşam 20.30-21.30 saatleri arasında ışıkları söndürüp ''Küresel Isınmayı''  protesto etmeyi ve yatmadan önce saatlerinizi 1 saat ileri almayı unutmayın. Libya'da saatleri 1 saat alma diye birşey yok maaalesef, arap yağı bol bulunca felsefesi hala geçerli yani...

 Küresel ısınma neymiş yaa amaann, dünyayı ben mi kurtaracağım sanki hahaha, benim alacağım önlemlerle ya da ışığı 1 saat kapalı tutmamla mı düzelecek herşey demeyin!!!...
Ufak tefek değişikliklerle siz de yaşadığımız dünyayı korumada önemli rol edinebilirsiniz..




**Bir arkadaşımla aramızda geçen gergin anı anlatayım bari yeri gelmişken.
 Biz bunla beraber bulaşık yıkıyorduk. Dedik ben köpükleyeyim sen durula filan.. Baktım sular şakır şakır boşa gidiyor{boşa giden suyu görünce azıcık da olsa tepki veririm de},suyu daha az açarmısın, küresel ısınma muhabbeti varya falan dedim, o da haa tabiiii ben çok dikkat ederiiim, dişlerimi fırçalarken az kullanırım dedi. ehuehe çok komikti. Diş fırçalarken ettiği tasarrufun kat kat fazlasını çıkarıyordu yanımda çünkü :)**

Hep kendim hakkında maddeler sıralayacak değilim ya.. Aşağıya sıraladım biir bir.
Bakın bakalım..
  1. Enerji dostu ampuller kullanılmalı. Philips mesela
  2. Televizyonlar bekleme konumunda bırakılmamalı.
  3. Klima yerine vantilatör kullanılmalı.
  4. Evler ısı kaybına karşı yalıtılmalı.
  5. Eşyalar, radyatörleri kapatmayacak şekilde yerleştirilmeli Koltuğun arkasında olmamalı yani
  6. Diş fırçalama, bulaşık yıkama, traş esnasında musluk açık bırakılmamalı. Bulaşıklar için bulaşık mak. alın çok avantajlı.
  7. Daha az su tüketen yeni teknoloji klozetler kullanılmalı.
  8. Klozetlere asılan temizleme maddeleri kullanılmamalı. Reklamlarda çıkan (güya)bakteri temizleyenlerden almayınız pliz
  9. Çamaşır suyu tüketimi en aza indirilmeli. Bildiğimiz klorak, solunum yollarına da zararlı..
  10. Akan tesisatlar onarılmalı. Damlaya damlaya göl olur değil mi?..
  11. Hortumla sulama ve yıkama yapılmamalı. Kova kullanın.
  12. Suyu, kireç ve bakterilerden arındıran filtreler kullanılmalı. Musluk başlarına takılan aparat yani.
  13. Toplu taşıma araçları tercih edilmeli. Trene binin ne güzel nostaljik..
  14. Kısa mesafelere arabayla gitmek yerine, yürünmeli. Bisiklet alın kendinize,hem de spor yaparsınız işte fena mı...
  15. Kurşunsuz benzin tüketen araçlar tercih edilmeli.
  16. Bitmiş pilleri çöpe ya da denize atmayın. Sakın!!!! Bkz. madde 22.
  17. Uzun duraklamalarda aracın kontağı kapatılmalı.
  18. Başta PVC olmak üzere, plastik ambalajlardan kaçınmalı.
  19. Şişe ve kavanoz gibi cam ürünler tercih edilmeli. Çok daha sağlıklı.
  20. Plastik poşet ve yiyecek kapları gibi ürünler yeniden kullanılmalı. Mesela pet su şişesi, bir kez kullanıp atın.
  21. Alışverişlerde plastik poşet kullanılmamalı. Bez çantaları düğüm şeklinde çantanıza atıverin.
  22. Cam malzemeler, organik çöplerle birlikte atılmamalı. Evde biriktirip süpermarketlerde bulunan geri dönüşüm çöp kutularına atın
  23. Elektrik tüketimi daha düşük modeller alınmalı. A sınıfı vb.
  24. Yazıcıdan kağıt çıktısı alınması asgariye indirilmeli. Ya da kağıdın boş yüzünü kullanın. 1 sayfa kağıt için kaç ağaç kesiliyor biliyormusunuz?? Kaç ağaçmış bu arada? :)
  25. Bilgisayarlar bekleme konumunda bırakılmamalı. 2. maddede de yazdım hani... 
  26. Kullanılmayan bilgisayarlar atılmamalı. Bir bilgisayar dükkanına veriverin gitsin..
detaylar için buraya tıklayabilirsiniz..
foto kaynak


Çok güzel ve keyifli bir haftasonu geçirmenizi dilerim!!!

26.3.10

tembel cuma

Bahar rehaveti üstüne bir de cuma tembelliği eklenirse ortaya bu etsy harikalar diyarı fotoğrafları çıkar..

Gıcır gıcır nikon D500 aldım ama gözüm eski,yaşanmış,külüstür denebilecek olan film'li fotoğraf makinelerinde.

Vespaaşkı başka birşey..
Chanel 2.55 orjinal illüstrasyon
Kaset mi? Maksat laptop şenlensin.

Chanel ve muhteşem kokuları forever!!























Marilyn Monroe'lu ayaklar bana pucca'yı anımsattı.

etsy

incir

Kedilere ölürüm, bayılırım, okşarım, mıncırırım, onlar da gırrrgırrrrrr diye karşılık verirler.
Bu yavru sevgilimin bana sürpriz hediyesi.. O kedilerden nefret ederdi, ama şimdi çok seviyor.. Adını incir koyduk.
Teşekkür ederim sevgilimm :) çok şımarığım çokk!!

25.3.10

insprations


broş kolye , saç aksesuarları ,  küpe , kemer , çiçekli kolye videosu için ise buraya  tıklayın 
Sizin de ilham alabileceğinizi düşündüğüm aksesuarları yapılış linkleri ile ekledim.. kolay gelsin..

Garden needle book - İğne kitabı

Kumaşçıya gittiğim gün iğne de almıştım tabii ki. Ben iğnelerle pek ilgilenmedim gerçi. Ambalajı daha çekici geldi gözüme, iğne kitabı yazıyor. Resimde birkaç değişiklik yapıp buraya ekledim, umarım siz de beğenmişsinizdir..



Soldaki bağyanın dikiş dikerken şapka takması biraz enteresan gibi ama çok eğlendikleri apaçık..

24.3.10

İB (İzmir'li Blogger'lar) yine buluşuyor!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

Kesin tarih: 31 Mart Çarşamba (mayısa kadar bekleyemediler görüyomusun)
Başlangıç saati: 19:00 / 20:00 arası
Bitiş saati: muhabbet bitene kadar (bak bak bak...)
Yer/Mekan: 1888 Bar&Lounge (yok 1888 miş de, launclar gırla...)
Adres: Cumhuriyet Bulvarı No: 248 2.Kordon Alsancak Izmir(kordon ve kıbrıs şehitlerinin arasındaki cadde çaktın?)

''ayhh anlamadım,
 yaa  nerdeydi,
 enee saat kaçtaydı kızım,
 tüh be unuttuk buluşmayı''
 gibi durumlara düşmeyeseniz diye de MATİSSERA 'ya her türlü sorularınızı sorabilirisiniz...

Gördüğünüz gibi İB organizasyonları tam gaz devam ediyor kankardeşlerim.... Maalesef ben Libya'da olduğum için katılamayacağım, dilediğiniz gibi eğlenin diyemicem, çünkü çok kıskanıyoruuuum   :)
Binsekizyüzseksensekiz bar launc cafede oturmuş biralarınızı yudumlarken ilk gözağrımız önceki buluşmamızdaki anılarımızı yağdetmeyi ve çöllerde kavrulan blogger arkardaşınızı yani beni unutmayın emi..
özleyin beniii.......... :)

22.3.10

FAS

                              

Fas'ı özellikle de Marakeş'i çok ilgi çekici bulmuşumdur. Arap müziklerini dinlemeyi, yemeklerini tatmayı ve mistik havasını koklamayı çok isterim. Maryam'in  Fas'ı yorumlaması ve etkileyici fotoğraflarla anlatması çok hoşuma gitti. Siz de mistik ülke olan Fas hakkında detaylı bilgi almak isterseniz  BU linkten Maryam'in bloguna ulaşabilirsiniz..

21.3.10

maddeler


  • bana gofret ikram eden arkadaşım, tatlı sevmediğimi öğrenince ufak çaplı şok geçirerek, aa tatlı yemiyomusun sen? halbuki tam tatlı delisi biri gibi görünüyorsun demişti
  • koladan nefret eden başka bir arkadaşım bir doğum gününde pastayla birlikte ayran içmiş.çok gülmüştüm.
  • BÖYLE yazmıştım ama twitter tuzağına ben de düştüm malesef.. herkes her sitede birilerin birilerini izlemesi çok sinir..
  • tatile çıkan arkadaşlar için yedek kulubesi arkadaşı bulunduranlara çok kızıyorum.. öteki dönünce işin bitti dimi..
  • kendini ''gurme gurusu'' ''bütün besinleri avucumun içi gibi bilirim''ci arkadaşlar  FERNANDOYA göz atsınlar. Lütfen ama!!
  • pohpohsever insanları şişim şişim şişirmekten bazen çok sıkılıyorum..
  • madde postunu çok seviyorum.
  • diyet yaptığımı kendime nasıl unutturdum, şaşıyorum doğrusu. Psikoloji nası bişi ya 
  • pringles paketini sevgilimin sakladığı yerden bulup yemeye devam ettim, bitince de ohh be kurtuldum dedim.
  • uykum gelince çenem düşüyor, kelimeler ağdalı çıkmaya başlıyor,
  • sade kahveyi şekersiz, sütlü kahveyi bazen şekerli, siyah çayı az şekerli, bitki çayını şekersiz içiyorum.
  • sevgilimle sabah kahvesi içmeye bayılıyorum..
  • 6aydır kitaplara elimi sürmüyorum
  • internet gazetesi okumayı sevemedim
  • kahküllerim nemli hava yüzünden şekli bozuluyor
  • twilight zincirindeki komuşularıma özeniyorum ama okumamakta inat ediyorum
  • çöle tur düzenlemek bir de çölde çay filmini izlemek istiyorum

18.3.10

1. anniversary

Gözümün bebeği, nurtopu çoocuğum misali blog'umun 1. yaşını kutlamayacağımı sandınız değil miii....
Heheheh hiç unutur muyum.
Türkiye'de olaydım bir ''giveaway'' patlatırdım, herkes bi silkelenip bahar rehavetini ''teyy teyy halay başı'' şeklinde üzerinden atıverirdi.. Ama malesef mümkün değil, hayal kurmayalım.. Şimdi buraya Gö.an özenin resimler&hayaller şarkısı yakışırdı ayrıca..

Neyse diyeceğim şu ki bugün pek keyifliyim 1 yıldır bıkmadan,usanmadan buralarda atıp tutmuşum, savurmuşum resmen..
 Amma velakin beni takiplediğiniz, vakit ayırdığınız, yorumlar yaptığınız ve desteklediğiniz için size çooook teşekkür ederim bloggerz.....

İyi ki varsınız ha :)

Giveaway gönderemesem de size sevgilerimi yolluyorum kankardeşlerim.

Sizleri şu yazımda bahsettiğime benzer bir MARILYN MONROE pop-art portresi ile baş başa bırakıp, huzurlarınızdan ayrılıyorum, yani şimdilik. Korkmayın hemen bir yere gittiğim yok :))

Vintage Peony; bol pop-art'lı ve vintage'lı günler diler....

güneş enerjisi


Güneş güzel yüzünü gösterince, kapalı havalardaki topladığım enerjiyi post yaparak dışa vurabilirim diye düşündüm.. Kumaşlara ve dikişe çok meraklıyım. Şuan burda bir dikiş makinem olmasa da kumaşçılara gidip bir göz atmak istedim. Aşağıdaki fotoğrafta gördüğünüz çavo kumaşların arasından göz kırpan çizgili kumaşın kalan bütün topunu(5,5 m), biraz da pembe,yeşil ve sarı poplin aldım. Çizgili kumaşı daha sonra yakından da gösteririm.


Yaşadığımız şehirde bulunan hepi topu 2 ya da 3 lokantaya 1 yenisi daha eklendi. Herkes duyunca sevinç çığlıkları attı resmen :). Biz de gidip bi deneyelim istedik. Fotoğraf çeken kişilere garip ve şüpheci baktıklarından dolayı ben de sadece bu kareyi alabildim.Tavuk şinitzel sandviç yedim, gayet başarılıymış efendim.*Kırmızı olan şey ketçap değildi, tatsız ama acılı bi sostu sanırım.

Akşam yorgunluktan gözlerim kapanmak üzere de olsa canım durmuyor.. Görüpte almadığım silikon tabancası yüzünden fotoğraf albümümü kaplayamadım. Böyle bekliyor.. Kuşlara taktım ben de son zamanlarda..


Tellerden burduğum kafesin içindeki kuş vardı ya, link vermiyorum, azıcık hafızayı zorlayınnn...
O kuştan anneme de yaptığımı yazmıştım hani..

İşte o kuşu yaparken hüzünlenip anneme;
Baksana şu kuşa ne kadar tatlı, ama yazık kafesin içinde duruyor demiştim.
Annnem de; E kızım o kuşu kafese koyan sensin, niye üzülüyorsun ki şimdi demişti :))

16.3.10



Canım çok sıkılıyordu bu kutuyu yapınca geçer dedim ama geçmedi işte... Havalar(ın)dan da kaynaklanıyor olabilir tabii.. Bir güneş çıkar, bir yağmur yağar. Kararsız yani..!

13.3.10

o ye! introduce you...

Efendim; bu yemeklerini yerken kendimi kaybettiğim canım annem,

bu da uslubuna bayıldığım canım arkadaşım :)

İkisi de blog açtı, içlerinden geldiği gibiler, çok güzeller!

daily diy


Bugünlerde son sürat dıy postluyorum. Hoşuma gidiyor bakmak fikir edinmek işte.. Siz de faydalanın istiyorum bu bilgilerden euheuheuheueh :D
İstemem yan cebime koy dediğinizi duyar gibiyim bloggerzz.....
*
Heryerde karşımıza çıkan pratik kağıt aydınlatmaları yeniden yorumlayabilirsiniz. Şöyle ki;

Gerekli malzemeler:
Kağıt aydınlatma
Beyaz naylon poşet veya pelur kağıt
Silikon tabancası veya bant


Resimlerde de gayet açık ve net anlatıldığı için pek fazla tarif'e girmeyeceğim. Ne demişler Arif'e tarif gerekmezmiş..

12.3.10

wallpapers



Farklı masaüstü resimleri ya da kolajları sevenler için şu siteden bulduklarımı buraya ekledim. Benim şuanda masaüstünde kullandığım sol-üstteki kendi fotomdur. Ne kadar megaloman biri olduğumu görüyorsunuz değil mi? :) Ama masaüstü resimlerinde çok maymun iştahlıyımdır. Sol-alttaki çok hoş mesela onunla değiştireyim hemen...

11.3.10

DIY parts

Başka bir DIY köşesinde sizlerle birlikteyim benim sevgili blogger dostlarım. Ben doğuştan dıycıyım bakmayın böyle durduğuma. Dıylar daha yokken doğmuşum ben adını sonradan koydular böyle.


Evvel zaman içinde pireler tellal develer yürür iken diye başlıyorum efendim...
Biz didmde yaşarkene hani ben dekorasyona çok takmıştım ya, hani böyle çiçekler filan yapardım. İşte pazardan aldığım çok süper bir kumaşı aşağıda görmüş olduğunuz ikea'dan aldığımız tabak-çanak vs. dolabının iç kısmına raptiyelemiştim.Kocam raptiyelemişti,ellerine sağlık, canım beniiimm :) İşte kumaşı öyle raptiyeledik. Cillop gibi oldu, evimize her herkesin dolabımızı görünce ağzının suları aktı, nasıl yaa, süper kızım bu, afferim sana be, bravo kelimeleri ile şenlenmiştik.. Efendime söyleyeyim Libya işi çıkınca hem sevdiklerimden hem de tek eşyamız(tabak-yorgan, ıvır zıvır hariç) olan bu muhteşem dolabımızdan ayrılacağımız için üzülmüştüm. Hayat çok garip değil mi? Annemin gözü vardı o dolapta, bana ver noolurrrr diye ağladığını bilirim. Veremem dedim o benim dıyım, götürcem ben onu yada götüremem sen en iyisi sakla o dolabı türkiye'ye gelince alacam senden diyerek anneme verdim. Hem de geri almamak üzre... Bir hüzün çökmesin hemen size :), alırız yenisini, kumaşı da kaplarız. Ben blog yazmaya başladığımda bu dolap zaten böyleydi yalnız ''ne gerek var evimdeki eşyaları gösterip hava atmaya'' filan diye düşünüyordum. şimdi  ''koyayım ya nolcak ne havası'' diye düşünüyorum işte.. Bu dolap artık annemde ya, bu fotoğrafı da o evinde çekip attı bana, yani diyeceğim dolabın modernize görüşününe tezat içindeki geleneksel objelere aldırmayınız :)
Eğer bu yazının hepsini okuduysanız nasıl yaptığımı anlamışsınızdır gönül dostlarım..
Fotoğraftaki patlayan flaş ışığını da görmeyin emi, canlarım benim hadi bakayım...


Gelelim bir başka dıy hikayesine.....
Dekorasyona takmıştım ya hani... İşte sitelerde gezinirken sanırım marthastewart'ın sitesindeydi tam hatırlayamadım. Kuru dalı dekorasyonda kullandıklarını görünce, ben gideyim bi dal bulayım fikriyle dolaşıyordum didimde. Sonra bu aşağıdaki dala rastlayınca kaptım hemen tabi. Matkapla duvara 3 delik açıp dubel ve halkalarla dalı duvara monte ettim. Herkes yine şapır supur anlayacağınız.. Çok beğendiler annem de dahil. ayrıca annemin bana söylediği şeyi asla unutmayacağım :)
Aynen aktarıyorum; böyle dal-mal bulmuşsun tamam ona birşey demiyorum  kızım anlıyorum dekorasyonu,değişik şeyleri seviyorsun da.. Fazla para harcama bakayım böyle şeylere.. hımm.. filan demişti.
Çok gülmüştüm, o da söyledikten sonra çok güldü  tabi :)
Gel zaman git zaman annem geldi bize, dalı görünce oha falan oldooom dedi. Şaka şaka anneler öyle şeyler demez.
Evet!! Dalı da verdim ona :)
Ben üzerine fotoğraflar serpiştirmiştim, annem sevdiği şeyleri asmış böyle de güzel olmuş!
kafesin içindeki kuşu hatırlıyorsunuz değil mi, anneme de yapmıştım Libya'ya gelmeden önce.

fotoğraflara tıklayıp büyütebilirsiniz


Her dıy postumda da neden  bu kadar çok yazıyorum ki?
Hoşunuza gitmiştir umarım...

Not: Annem ev dekorasyonunda çığır açtı. Ne yaratıcılıklar, dıylarrr, aman aman.. Söyleyeyim de atsın bana fotolarını.. ;)


10.3.10

tuareg

Çocukken okuduğum Tuareg kitabından çok etkilenmiştim. Kitapta geçen hikayeyi hatırlamıyorum ama, tuareg kelimesini her duyuşumda gözümün önüne bir fotoğraf geliyor ve sanırım bu fotoğrafa benzer de bir metin geçiyordu.

Fotoğraf şöyle;

Gece, çölün ortasında bir tuareg simsiyah bir arap atına binmiş, koşarak bana doğru geliyor. Gecenin karanlığında tuaregin gece mavisi rengindeki peçesini seçebiliyorum. Yanıma geliyor at şaha kalkıyor.Ellerinde dizginler, yukarıdan kuşkuyla bana bakıyor.

Çok enteresan, belki bir gün bu fotoğrafın gerçeğini göreceğim, kim bilir..  Ama fotoğraf aklıma gelince tüylerim ürperiyor.. Korkuyorum biraz da tuareglerden. Beni öldürebilir ya da esir alabilir diye.

Sabah sabah bu kadar hayal gücünü nereden buluyorum ben kuzum allah aşkına??

Bu tuareglerin Libya’da olduğunu biliyorum, çok merak ediyorum gidip görmek istiyorum, belki bir gezi düzenleyip gideriz.. Şimdi biraz araştırma ve biraz kulaktan dolma bilgilerle derlediğim Tuareglerden bahsedeceğim.



Tuaregler, Büyük Sahra çölünde yaşayan göçebe Berberilerin bir koludur. Dilleri beberi lehçesi olan Tamahektir.Tuaregler geleneksel olarak, kırmızıya boyanmış deri çadırlarda yaşarlar.Günümüzde deri yerine naylon çadırlar da kullanılmaktadır. Anaerkil bir aile yapısına sahiptirler ve soy zinciri anne kolundan yürür. Kadınlar islam inancına bağlı oldukları halde yüzlerini örtmezler; ama erkekler örterler.Yetişkin erkekler kadınların, yabancıların ve evlilik yoluyla akraba oldukları kişilerin yanında mavi bir peçe takarlar; ama bu gelenkeler kentleşmeyle birlikte kaybolmaya başlamıştır.Ayrıca çöl kumuna ve sıcağa karşı koruduğu için uzun giysi giyerler. Tuaregler arasında eski Libyalıların kullandıklarına benzer bir el yazısı Tifinag varlığını korumaktadır.(bkz. yandaki foto)

Tuareg adı onlara araplar tarafından verilmiştir. Kendilerini İmuhar (Özgür adam) olarak adlandıran Tuaregler, müsülümandırlar ve birbirlerine sıkı geleneksel bağlarla bağlı kabileler halinde yaşarlar. Dokunulmazdırlar. Pasaportları yoktur, çöllerin hepsi onlarındır. Kimse onlara müdahale edemez, sınırdışı edemez.

Temel geçim kaynakları başta hayvancılık, halıcılıktır. Fakat son dönemlerde yaşadıkları bölgelere turist ziyaretleri artmasından dolayı el yapımı hediyelik eşya ve objeler satarak da geçimlerini sağlarlar. Savaşçı ruhlu Tuaregler, zaman zaman kervan yağmacılığı da yapmışlardır.     

Soldaki fotoğrafta Tuaregleri simge eden kolyeleri de görebilirsiniz


                           

9.3.10

''yaratıcı'' blogger ödülleri 7'de 7!


Severek takip ettiğimiz koray bana bu ödülü layık görmüş. Tekrar teşekkür ediyorum ve sadede gelmek istiyorum..

Öncelikle sanal alemde de olsa böyle ödül göndermeler filan hoş oluyor, ama abartmamak lazım, bir süre sonra kabak tadı veriyor açıkçası...!!!

Yaklaşık olarak 150 blog takip ediyorum, etmeyip de baktıklarımı da sayarsam 200ü geçiyor. Ben
 ödülün yaratıcı kelimesiyle altı çizilmiş olduğundan dolayı listeme bakıp hangi blogların gerçekten yaratıcı olduğunu düşündüm biraz.

Ben bu ödülden almış olanlara tekrar tekrar vermemin mantıksız olacağını düşündüğüm için ödülleri aşağıda görmüş olduğunuz 8 kişiye gönderip karma'yı burada sonlandırıyorum. 8 kişiye evet!!Kurallara da karşı çıktım işte, aslında 7 kişi olması şartı var bu olayda, mızıkçıyım ben :)
Kendim hakkımda 7 şey'e gelirsem, bu sefer işin içinden imkanı yok çıkamam  :) Ne gerek var zaten patlamak üzere olan egomu daha da şişirmeye? Bir de en sevdiğim şeyleri 7 rakamı ile de sınırlandırmamak daha güzel :)

decaflatte
tous que j'aime
matissera
hanimish
laçin
hesionka
uyuzlardasever
modatasarimstil

Yaratıcı blog ödülünün kuralları;
7 kişiye göndereceksin ve kendin hakkında 7 şey yazacaksın, kolay gelsin..

bugün böyleyim



Bugün böyle giyindim. Benzer parçaları polyvore'den seçip kolanj yapıp koydum. Gözünüzde hayal ediverin işte.
*
Ben bu blogu çok seviyorum. Bir ton saçmalıklarımı, atıp tuttuklarımı, kasti imla hatalarımı burada biriktiriyorum. İlerde bakıp çok gülücem, çocuklarıma göstericem. Anneme bak ya, euheuheuhe dicekler, hep beraber gülücez, dalga geçicekler filan. :) mügemmel'in yazısında okuyunca ben de her yıl yazdıklarımı kitap haline getirip saklasam mı diye düşündüm. Bu aralar çok yoğun olduğum için projemi erteliyorum şimdilik ama, postlarımın başı gözü sağken yapıcam bu işi! Çok keyifli olur değil mi?

8.3.10

DIY'mayın bana..


Sıkıldığınız düz formda bir Blazer ceketiniz varsa hemen bir tuhafiyeye ya da; Kemeraltına ya daaa; Eminönüne koşup 3 düğme ve 1 yaldızlı arma satın alın.
Düğmeleri Ceketinizdeki mevcut olanları çıkarıp yeni aldığınız janjanlı, military düğmeleri yerlerine dikin. Sonra ceketi üzerinize giyip aynanın karşısında arma için en uygun yeri belirleyip toplu iğne ile iğneleyin. Ceketi üzerinizden çıkartıp armayı da iğnelemiş olduğunuz yere diktiğinizde işte size Military Jacket!!!

Not: Ben bu örnek çalışmayı lacivert ceket üzerinde gösterdim ama Siyah ve Haki renkte de muhteşem duruyor.
*
Kızmayın hemen. Diy'lara ve diy'cılara her ne kadar alaycı baksam da, aslında benim tepkim yaratıcı kişiler ya da onları yayınlayanlar değil. Ben ''DIY'' kelimesi ile alay ediyorum..
Ben de çok severim modifiyeyi ya da yoktan var etmeyi. Öyle ciddi değil tabi, becerebildiğim kadar yani gönlümüzce bişeyler yapmaya çalışırız icabında, şşş...  :)

6.3.10

no. 944



Canım arkadaşım Eren sayesinde 1000 adet özel basımdan 944. sayıya sahip olabildim. Tanrıya şükürler olsun, duamı kabul etti :)

Eleştiren, ama eleştirilmeye gelemeyen, eli klavye tutan(ağzı olan konuşuyo derler aslında) herkes zaten bir dolu şey yazmış oyüzden ben fazla birşey söylemeyeceğim. Ama bu görüşlerdeki izlenimlerim, içlerinde çok az olumlu görüşler olması..
Herkes kendi düşüncesini açıklamakta tabii ki özgürdür, fakat ben samimi bulamadım bunları malesef! Bu olmusuz eleştirileri yazmalarının da sebeplerinin; ya Vogue görmemiş olmaları ya da finans konularından hiç mi hiç anlamamaları(bkz. reklam olan sayfalar, reklam olmazsa dergi de olmaz değil mi?) olduğunu düşünüyorum.

Benim izlenimlerime kısaca değinecek olursam, bence bir ''moda dergisinden'' çok daha fazlası.
Türk moda degilerinde her sezon önümüze getirilen temcit pilavı gibi, (kış gelince siyahlar-griler,yaz gelince pembeler-çiçekler) değil(!).
Okunacak yerleri büyüteçle aramama gerek kalmadı, içeriği zaten dopdolu. 
Ve özellikle gelecek kadar tarihe de önem vermesi beni çok gururlandırdı..
Hoşgeldin Vogue.
Sevgiler.

4.3.10

kaplumbağa




Bazen farklı karekterlere bürünmek ya da farklı bir ruh halinde olmak istiyoruz(rum).

Mesela ben sadece bugünlük, kaplumbağa olmak isterdim.. ''Kabuğunnuzu kırın'' felsefesine inat!
Şöyle kabuğumdan çıkmayayım, internete de girmeyeyim, uyuyayım oohh...
Ses gelince alttan alttan bakıp yavaş yavaş gözümü tekrardan kapayayım :) Acıkınca otlardan ortaya karışık bişiler yiyim,  böcek yemem ama ıyyy. Ufaklıklar bahçede beni bulunca korkarlar ama sonra alık alık bakıp  kabuğuma, kabuktan çıkmış kollarıma, bacaklarımın nasıl olduğunu anlamaya çalışsınlar, sıkılınca beni kendi halime bıraksınlar, uyumaya devam edeyim..

3.3.10

Formspring.me!!!!



Benim de formspring.me'm var artık. Sorun cevaplayalım köşesi yani..
Ask me anything icabında :)

yediğin, içtiğin sana kalsın bize gezdiğin, gördüğün yerleri anlat*




İstanbul'a gittiğimde çok merak ettiğim ve görmek istediğim dükkanlardan biri de ŞEYMEL VINTAGE idi. Sahibi Yasemin hanım ile de tanışmak istiyordum ama gittiğimde o orada yoktu. Çok fazla zamanım olmadığı için çok inceleyemedim. Beyoğlu'nda Galatasaray Hamamı'nın olduğu sokaktaydı, yanlış hatırlamıyorsam. Sevimli, küçük bir dükkan. Tertemiz vintage kokan bir yer. Süper çantalar, aksesuarlar var. Mutlaka bakın derim..
Vintage dükkanların adreslerini benim gibi ilan eden daha da başka vintage delisi biri yoktur herhalde. Kate Moss bile Londra'da bildiği dükkanları sır gibi saklıyor, katiyen söylemiyor..

2.3.10

D&G backstage




D&G defile öncesinde mankenlerin giydiği nakışlı siyah terlikler ve sabahlıklar çok hoşuma gitti.
Son zamanlarda manken=model oldu. Ben bile manken yazınca yadırgadım. Enteresann...